ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK

Çocuklarda Psikolojik Dayanıklık - Bilge Kutu

Pandemiyle birlikte belki de çok daha önem kazandı, psikolojik dayanıklılık konusu. Öyle ya, hepimizin başına gelen bir durumdan, her birimizin farklı etkilendiği bir kere daha gözler önüne serildi. Ne oluyor da, aynı olumsuz yaşantının hepimizi sarsmasının ardından bazılarımız hemen toparlanıp yoluna devam edebiliyorken bazılarımız daha da kötüye gidiyor…

Elbette ki her birimizin geçmiş yaşantıları ve travmaları birbirinden farklı. Bu, üzerine uzunca kafa yorulması gereken ayrı bir konu. Benim bu yazıda kaleme almak istediğim daha çok psikolojik dayanıklılık, yeni durumlara kolay uyum sağlayabilme, zorluklar karşısında güçlü durabilme, hayal kırıklığına uğradığımızda yeniden ayağa kalkabilme becerisi olarak da tanımlayabileceğimiz psikolojik sağlamlık, bir diğer deyişle rezilyans kavramı. Anne babalar olarak her ne kadar çocuğumuzun ayağına taş değmesin istiyor olsak da, yeryüzündeki tüm sorunları engelleyemeyeceğimize göre, en iyisi çocuğumuzu hayatın zorlukları karşısında daha güçlü olacak şekilde yetiştirmeli.

Psikolojik Olarak Dayanıklı Çocuklar Yetiştirmenin Püf Noktaları…

  • Öncelikle bir çocuk için doğduğu andan itibaren sevgisini esirgemeyen, onu ilgiyle dinleyen ve onunla vakit geçirmekten keyif alan bir anne babaya sahip olmak çok kıymetli.
  • Küçük yaştan itibaren çocukların duygu repertuarı zenginleştirilmeli, aile içi sohbetlerde duyguların ifadesine yer verilmeli.
  • Aşırı korumacı davranmayıp çocuğun hata yapmasına ve hayal kırıklığı yaşamasına izin verilmeli. Ardından yaşadığı deneyime dair konuşulmalı. Bu konuşmayı yaparken “ben sana demiştim” benzeri ifadelerden kaçınmalı. Daha çok duygusunu anlamaya odaklanılmalı.
  • Kendine olan güvenini ve inancını arttırabilmek için, sorunları onun adına çözmek yerine, kendisinin çözebilmesine fırsat verilmeli. Sonucunu değiştiremeyeceği durumları da kabul edebilme ve oluruna bırakabilme esnekliği kazandırılmalı.
  • Sonuç odaklı mesajlar vermekten kaçınmalı; bunun yerine elinden gelenin en iyisini yapmasının ve başarısızlıklar karşısında pes etmeden, çaba sarf etmesinin önemi vurgulanmalı.
  • Stres ile baş etmeyi kolaylaştırmak için, ailece sağlıklı yaşama dikkat edilmeli, beslenme ve uyku düzeni yanında çocuk sevdiği bir spora yönlendirilmeli.
  • Akranlarıyla sosyal ilişkileri kuvvetlendirilmeli, her fırsatta bol bol vakit geçirmelerine olanak sağlanmalı.
  • Eleştiriyi kaldırabilmesi için mizah anlayışı geliştirilmeli.
  • Farklı görüşlere açık olması ve esnek düşünebilmesi sağlanmalı.
  • Hayatı anlamlı kılan değerler aşılanmalı.
  • Son olarak da, çocukların dünyayı anlamlandırmaya çalışırken biz yetişkinlerin tutum ve davranışlarını referans aldıkları düşünülürse, psikolojik sağlamlığı güçlü birer rol model olmamız gerektiği unutulmamalı.

Dünya Sağlık Örgütüne göre,

yakın gelecekte en yaygın sorunların başında depresyonun yer alması öngörülüyor. Dolayısıyla çocuklarımızı zorluklar karşısında bir bambu gibi eğilip yeniden ayağa kalkabilen bireyler olarak yetiştirmekte fayda var. Tıpkı asfalta rağmen yeşeren tohumlar gibi…

Psk. Dan. Yelda ARSLAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir